TÜBİTAK, Marmara Üniversitesi ve TÜİK iş birliğiyle yürütülen Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması kapsamında, Kasım 2024 – Ocak 2025 tarihleri arasında 15–59 yaş aralığındaki 18.275 kadınla görüşmeler gerçekleştirildi.
TÜİK tarafından yayınlanan Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması, Türkiye'de yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel şiddete uğramış kadın oranının %12,8 olduğunu gösteriyor. Fiziksel şiddete en çok maruz kalan yaş grubuysa, 34-44 yaş grubu arasındaki kadınlar. Kadınların en yoğun olarak maruz kaldığı şiddet türüyse %28,2 ile psikolojik şiddet araştırması. Öte yandan, dijital şiddet kavramı, TÜİK tarafından yapılan bir araştırmaya ilk kez dahil edildi. Son 12 ayda dijital şiddete uğrayan kadın oranı ise %8,3.
Eşi ya da partnerinin şiddetine maruz kalan kadınların %21,7'si bunu erkeğin öfke kontrol sorununa bağlıyor. Bu ifadeyi kullanan kadınların %28,3'ü ise 25-34 yaş grubundaki kadınlar. Öte yandan şiddet gerekçesi olarak kadınların yaşı arttıkça maddi sıkıntı, alkol, ailevi sorunlar ve iş stresi daha çok öne çıkıyor. Kıskanma ise kadının yaşı ilerledikçe daha az görülüyor.
TÜİK’in verilerine göre kadınlar en çok eş ya da eski eşlerinden fiziksel şiddet görüyor. Cinsel şiddette tablo farklı: her üç kadından biri bu şiddeti yabancı birinden yaşıyor. Ekonomik şiddet ise çoğunlukla aile içinde (%66,5) ortaya çıkıyor. Israrlı takip (%39,6) ve dijital şiddet (%62,3) gibi yeni şiddet türlerinde ise tanımadık kişiler öne çıkıyor. Bu veriler, kadına yönelik şiddetin sadece ev içinde değil, sosyal çevre ve dijital ortamlarda da ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor.
TÜİK verilerine göre kadınların neredeyse yarısı (%47,7) yaşadığı şiddeti hiç kimseyle paylaşmıyor. Şiddetini anlatan kadınların çoğu ise öncelikle kendi ailesinden bir kadınla (%31,8) konuşuyor. Arkadaş ya da tanıdık bir kadınla paylaşanların oranı %10,2, eşinin ailesinden biriyle konuşanların oranı %4,4. Bu veriler aslında şunu ifade ediyor: Kadınlar, yaşadıkları şiddeti çoğunlukla yakın çevreleriyle sınırlı biçimde paylaşıyor.